Yazılar

Psikolog Dr. Melis Demircioğlu tarafından yazılmış ve çeşitli kaynaklarda yayınlanmış yazılar...

Çift Terapisinde Gottman Yöntemi ile İlişkinizi Güçlendirin!

Çift Terapisinde Gottman Yöntemi ile İlişkinizi Güçlendirin!

İlişkileri kurmaktan daha zor olan bir şey varsa o da sağlıklı şekilde yürütmektir. Her ilişkide zor zamanlar, çıkmazlar yaşanabilir. İlişkilerde tekrar eden çatışmalar ya da zaman zaman duygusal olarak mesafelenme durumu oldukça yaygındır. Çiftler, kendilerine ilişkilerindeki problemlerin neler olduğu sorulduğunda kimi zaman aynı ilişki sorunlarını, kimi zaman da tamamen birbirinden farklı ilişki sorunlarını tarif edebilirler. İlişki için sorun teşkil eden olay aynı olsa da her bir olayın çiftler tarafından algılanması ve bu algının açığa çıkardığı duygular da tamamen farklı olabilir.

Devamı




Çift Terapisi

Çift Terapisi

Çift Terapisi Nedir?

Çift terapisi, aile terapisi ya da evlilik terapisi olarak adlandırılan psikoterapiler; çiftlerin birbirlerini daha iyi anlayabilmeleri, üstesinden gelinemeyen tekrarlayan sorunlarla başa çıkabilmeleri ya da ilişkilerinden aldıkları doyumu arttırabilmeleri gibi amaçlarla gerçekleştirilen terapilerdir. İlişkide uzun süredir devam eden ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunların ele alındığı terapilerde, tarafların birbirini doğru anlaması, yeni ve etkili iletişim yaklaşımlarının kazanılması, her iki tarafın da ilişkiden aldığı doyumun ve yaşam kalitelerinin arttırılması hedeflenir.

Devamı




Gottman Çift Terapisinde Süreç

Gottman Çift Terapisinde Süreç

Çift Terapisine Başvurmak İsteyenler İçin Bir Kılavuz:

GOTTMAN ÇİFT TERAPİSİNDE SÜREÇ NASIL İLERLER?

Öncelikle Gottman metodu uygulayıcısı çift terapistleri olarak neden bu yöntem ile çalışıyoruz buna açıklık getirerek başlayalım.

Psikoterapide kanıta dayalı yaklaşımların tercih edilmesi elbette terapi sürecindeki uygulamaları ve müdahaleleri hem terapist hem de danışanlar açısından çok daha güvenilir kılıyor. Kişiler ne yöne gittiğinden emin olmadıkları bir gemide ilerlemek istemiyorlar. Bilimsel verilere dayalı, daha önce uygulanmış, olumlu sonuçlar alınmış, kapsamı ve müdahaleleri tanımlanabilen yöntemlerle ilerlemek istiyorlar. Haklılar da… Terapi sürecinde ortaya koydukları, yönteme ve terapiste emanet ettikleri şey ilişkileri… Çoğu zaman terapistin odasına gelindiğinde hali hazırda irili ufaklı yaralar almış, daha fazla riske atılmayacak kadar hassas hale gelmiş bir ilişki oluyor sözünü ettiğimiz.

Devamı




7 Günde 7 Davranış Değişikliği ile Daha İyi Hissetmek

7 Günde 7 Davranış Değişikliği ile Daha İyi Hissetmek

7 GÜNDE 7 DAVRANIŞI DEĞİŞTİREREK DAHA İYİ HİSSETMEYE BAŞLAMAK MÜMKÜN MÜ?

Bir an için durup nasıl bir hayat yaşadığınızı özetleyen bir fotoğrafa bakıyor olsaydınız, gördükleriniz karşısında duygularınız neler olurdu?

Hayatımız en basit haliyle, karşımıza çıkan fırsatlar ve güçlükler ile bu fırsat ya da güçlükleri nasıl algıladığımızın ve bunlara yönelik aldığımız kararların toplamıdır.

Biraz önce kendi hayatınıza dair baktığınız fotoğrafın sizde uyandırdığı duygular çoğunlukla pişmanlık ya da hayalkırıklığı gibiyse yaşamın size sunduğu kötü ya da iyi tüm durumlarla neler yaptığınızı bir de bu gözle değerlendirmekte yarar var. Tüm bunlar geçmişte yaşadıklarınıza ilişkin ne hissettiğinizi belirlediği gibi aynı şekilde son zamanlarda yapmakta olduklarınız da şimdi ne hissettiğinizi belirlemeye devam ediyor.

Devamı




Doğum Sonrası Depresyonu

Doğum Sonrası Depresyonu

Doğum Sonrası Depresyonu Kimlerde Görülür?

Postpartum depresyon (PPD) ya da daha sık bilinen adıyla doğum sonrası depresyonu; doğum yapan kadınlarda gözlenen bir duygudurum bozukluğudur.

Yeni anne olan pek çok kadında hızlı ruhsal değişiklikler gözlenebilir. Bunda gebelik süreci ve doğum ile birlikte hormon dengesinde meydana gelen ani değişimlerin büyük payı var. Ancak postpartum depresyon, yani doğum sonrası depresyonu hafife alınmaması gereken bir sağlık sorunudur.

Devamı




Depresyon

Depresyon

Depresyon; çoğu zaman hafife alınan, ancak günlük hayata, bireyin işlevselliğine ve yaşam kalitesine doğrudan etkileri olan önemli bir sağlık sorunudur.

Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. Baskısında (DSM-5) depresif bozuklukların alt grupları şu şekildedir:

Devamı




Uyku Hijyeni

Uyku Hijyeni

Uyku Hijyeni Nedir?

Kaliteli ve sağlıklı biruykuiçin gerekli şartların oluşmasını sağlayan kurallar bütününe “uyku hijyeni”” denmektedir.

Uyku problemi yaşayan bireyler için öncelikle uyku düzenine etki edebilecek fizyolojik ve psikolojik nedenlerin değerlendirilmesi önemlidir. Birinci adımda bunlar değerlendirilip gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra ikinci adım uyku düzenini olumsuz etkileyen, bireyin kendi davranışlarından kaynaklanabilecek faktörlerin belirlenmesidir. Bunun için mevcut uyku düzeninin incelenmesi ve hatalı uygulamaların tespit edilmesi yararlı olmaktadır. Son bir haftadaki uyku kalitesini incelemek ve aksayan kısımlarla ilgili ortak etkenleri ayırdedebilmek için uyku günlüğü tutmayı önermekteyiz.

Devamı




Aşkın Nörobiyolojisi

Aşkın Nörobiyolojisi

Aşk, tanımlanması güç bir kavramdır, bu zorluk aşkın öznelliğinden kaynaklanıyor şüphesiz... Yine de genel bir tanımlama yapmak gerekirse aşk için belli bir kişiye yönelik hissedilen kuvvetli tutku ve sevgi duygusu diyebiliriz. Aşk, bireylerin cinsel etkinlikleri ile de ilişkili bir kavramdır, çünkü kişinin arzuladığı birine duyduğu emosyonel bir bağlanma söz konusudur. Bu akıllara yeni bir yumurta-tavuk sorunsalını getirebilir zira hangisinin önce geldiği merak konusudur: arzuladığımız için mi emosyonel bir bağlanma gelişiyor yoksa emosyonel bağlanma sonrasında mı o kişiye yönelik arzu (burada bahsettiğimiz özellikle cinsel arzu) artmakta. Bunu yazının ilerleyen bölümlerinde netliğe kavuşturabiliriz belki...

Devamı




Çocuklar için Sonbahar Etkinlikleri

Çocuklar için Sonbahar Etkinlikleri

Sonbahar, çocuklar için uzun yaz tatilinin geride bırakıldığı ve yeni eğitim-öğretim yılına başlandığı bir geçiş dönemi. Yaz ayları, hem serbest zamanların çokluğu hem de açık alanlarda yapılabilecek pek çok aktivite için elverişli olduğundan ötürü çocuklar için olduğu kadar aileler için de bulunmaz nimet... Ancak ne yazık ki sonbaharın gelmesi ile birlikte çocukların özellikle fiziksel aktiviteleri epey kısıtlanıyor. Özellikle metropol kentlerinde yaşayan aileler için güvenli açık hava oyun alanlarının kısıtlılığı nedeni ile çocuklar sonbahar aylarından itibaren çoğunlukla eve kapanıyor. Bunda gelişen teknoloji ve teknoloji kullanımının çok küçük yaşlara inmesinin de payı yadsınamaz. Fakat biliyoruz ki, uzun saatler televizyon ve bilgisayar karşısında zaman geçirmek çocuklarımızı hareketsiz bir yaşamın içine hapsetmekte ve onları fiziksel ve sosyal anlamda geliştirecek olanaklardan mahrum bırakmaktadır. Gün içerisindeki serbest zamanın çoğunu bilgisayar oyunları ile geçirmenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine yönelik pek çok araştırma sonucuna rastlamak mümkün.

Devamı




Sömestr Tatili Başlarken Ailelere Öneriler

Sömestr Tatili Başlarken Ailelere Öneriler

SÖMESTR TATİLİNİN BAŞLANGICI: KARNE!

Sömestr tatiline iyi başlamanın ilk adımı karne alma sürecinin doğru atlatılmasından geçiyor. Çocukların bir yarı dönem süresince ders başarılarının bir göstergesi olarak hazırlanan karneler onların sevinç, coşku, üzüntü ve öfke gibi çok çeşitli duygular yaşamalarına neden olabilir. Karne karşısında ailenin nasıl bir tutum benimsediği çocukta başarısızlık ve yetersizlik hislerinin yerleşmesine sebep olabiliyor. Özgüvenlerini ve kendilik algılarını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle karnesi nedeniyle aşağılan, küçümsenen çocuklarda başarısızlık, yetersizlik gibi olumsuz kendini algılama biçimlerinin yerleştiğini ve yetişkinlik döneminde de başarı gerektiren durumlarda bu duyguların kolaylıkla yeniden tetiklenebildiğini biliyoruz.

Devamı




Okul Fobisinin Nedenleri ve Ailelere Öneriler

Okul Fobisinin Nedenleri ve Ailelere Öneriler

Okulların yeni açıldığı şu dönemde aileleri bekleyen yeni bir sorun da okul korkusudur. Özellikle okula yeni başlayanlarda görülen bu durum pek çok çocukta gözlenebilir. Eğer bu korku ilk birkaç hafta içerisinde çözümlenmezse okul fobisine dönüşebilir. Okul korkusunun okula gitmede isteksizlik dışındaki diğer belirtileri; sürekli ağlama, okulu öğretmeni ya da arkadaşları hakkında şikayetler, özellikle sabahları okula gitme saatinde başlayan ve eve geldiğinde yok olan baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel yakınmalardır.

Devamı




Hipnoz ve Nörobilim

Hipnoz ve Nörobilim

Hipnoz yüzlerce yıldır klinik açıdan kullanılmaktadır. Hipnozun subjektif bir deneyim olarak nitelendirilmesi bir araştırma amacı olarak değerlendirilmesini güçleştirmektedir ve bu nedenle de hipnoz günümüze kadar olan süreçte pek çok tartışmanın konusu olmuş durumdadır. Hipnozun bu denli tartışma konusu olmasına sebep olan durum çoğunlukla “trans” olarak nitelendirilen özel ve “gizemli” bir bilinç halidir ve bu gizem, hipnozun bilimsel kullanımının önüne büyük bir engel koymuştur. Hipnoz kavramına ilişkin yapılmış pek çok farklı tanım bulunmaktadır ancak Amerikan Tıp Birliği hipnozu “bilincin kritikal faktörünün baypas edilmesi ve bilinçaltında kabul edilebilir selektif bir düşüncenin kabul edilmesi hali” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım oldukça karışık görünmekte ancak özetle, hipnozun telkinin kabul edilmesi hali olduğundan bahsetmektedir.

Devamı




Tatil Dönüşü Sendromu Depresyona Dönüşmesin!

Tatil Dönüşü Sendromu Depresyona Dönüşmesin!

Yıllık izinlerin ve uzun bayram tatillerinin çalışanlar için anlamı büyük. Aylar süren yoğun, yorucu, birbirini tekrar eden günler sonrasında iş stresinden uzak, bol bol eğlenme ve dinlenme fırsatı bulduğumuz bu tatil süreçleri fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak yenilenmemizi sağlasa da aslında pek çok çalışan işe geri dönüşte uyum sorunları yaşamakta. Sonuçlar düşündürücü olsa da yapılan araştırmalar çalışanların yüzde ellisinin tatil dönüşü kendini iyi hissetmediğini söylüyor. İş yaşamına ve günlük rutin hayata yeniden uyum sağlama sürecinde sık olarak baş ağrısı, uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri, iştahsızlık, sabahları yorgun uyanma, eklem ağrıları, odaklanma güçlüğü, kolay sinirlenme, tahammülsüzlük gibi sorunlar görülmekte. İşini sevmeyen, iş ortamı ve arkadaşları ile sorunları olan kişilerde ve kaygılı, depresyona meyilli kişilerde bu belirtiler daha sık görülüyor. Tatil dönüşü sendromundan hiç etkilenmeyen grup ise işkolikler. Bu kişiler yeniden kendilerini iyi hissettikleri ortama döndükleri için sorunsuz şekilde çalışma hayatlarına devam edebiliyorlar.

Devamı